. Ekmek büfeleri önünde uzayıp giden kuyruklarda dahi iktidarın başarılı olduğuna yönelik konuşanlar çıkıyorsa, birileri bir yerlerde yanlış yapıyor demektir. Ya da birileri bir şeyleri çok iyi saklıyor. Bence her ikisi de oluyor. İktidar olumsuzlukları gizlemeyi çok iyi başarıyor, muhalefet de yol göstericilikten sürekli olarak uzaklaşıyor. Zaten nasıl olacaktı ki; masanın etrafında toplanan birbirine benzemeyen partilerle bu işin buraya geleceğini tahmin etmek çok zor değildi…
Başa dönelim, yine aynı şeyler yaşanıyor. İğneden ipliğe her gün zamlarla uyanıyoruz, iktidar ana muhalefeti suçluyor. Neredeyse zamların nedeni olarak muhalefet gösterilecek. Hal böyleyken ittifaklar ülkesindeki gündemlerin hızına yetişmek bir hayli zorlaştı. CHP’nin içinde kaynayan kazanlar yetmiyormuş gibi İYİ Parti liderinin her gün ittifakı bitirdiğine yönelik söylemleri, gerçek gündemden uzaklaşılmasına neden oluyor. Birilerinin CHP’nin içinde kaos çıkartma sevdasını anlıyoruz ki, yeni bir olay değil. Peki İYİ Parti liderine ne demeli? Masada yaşanılanları kazıyıp durmak, ısıtıp ısıtıp gündeme taşımak kime ne fayda sağlayacak? İYİ Parti’nin her yerde aday çıkaracağını durmadan dile getirmekteki kasıt nedir? Toplum bu konuşmaların peşine düşüyor ve gerçek gündemden uzaklaşılıyor. Eline kalem tutuşturulan, başka mesleklerden devşirme gazeteci(!) görünümlü trollerin ortaya attığı suni gündemlerle halk uyutuluyor. Filenin Sultanlarına bile abuk sabuk eleştirilerde bulunup, ülkenin içinde bulunduğu gerçek gündem unutturuluyor. Muhalefet ve aydın kesimler de bu gündemin peşine takılıyor…
Genel seçimler öncesinde “Soğan mı vatan mı? “ argümanıyla psikolojik etki yaratan iktidar, yerel seçimlere de aynı taktikle girebilir. Belki bu kez soğanını yerini patates alır. İşin şakası, muhalefetin önüne yol haritasını koyup çalışmalara başlaması gerekiyor. Masadan ilk kalkanın, ittifakı bozanın gayesi açıktır. Şimdi zamanı değil yazmayacağım ama önümüzdeki günlerde taşlar yerine oturduktan sonra zaten herkes anlayacaktır. Merkez sağın en büyük partisi olma yarışı umuduyla yola çıkanlar, büyük bir hüsrana uğrayabilir. Tabi bu kendilerini bileceği iş, toplum açısından sorun yok. Ancak asıl sorun, içinde bulunulan zorlu ekonomik koşullarda, yerel yönetimlerin de muhalefetin elinden çıkma olasılığı. Böyle bir seçim sonucunda, zaten sesi çıkmayan muhalefetin hali sizce ne olur?