Mesele Laik kalabilmek   Seçimlerin ardından tüm siyasi partiler bazı kararlarını sorgular, yol haritalarını gözden geçirir ve yönetici kadrolarında yeni isimler belirler. Bu gelişmeler gayet normaldir. Lakin bazı troller CHP’nin içinde bulunduğu durumu değerlendirirken halen fitursuzca  saldırıyorlar…   “Laf bulamayınca kapı ağzına pisliyorlar”  misali abuk sabuk eleştirilerde bulunuyorlar. Mezhep üzerinden vurmaya, ülkenin özlediği kardeşlik ve bütünlük ortamına nifak tohumu atmaya çalışıyorlar.  Vay efendim şu kurulda şu kadar Alevi kökenli vekil varmış, vay efendim Kılıçdaroğlu aleviymiş…  Ve işin en tuhaf yanı kendini sosyal demokrat olarak adlandıran hatta solcu olduğunu ileri süren şaklabanlar bile bu türden laflarla nabız yokluyorlar.  İnsanlık nereye gidiyor bunlar neyin peşinde!...                                                                        Meselenin laik-Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşatılması ve yıpranmadan yoluna devam etmesi  olduğunu görmek istemiyorlar…                                                                                                              100 yıllık Cumhuriyet’in içinde kardeşlik duyguları dönem dönem sekteye uğrasa da yine birleşmesini bilmiştir bu millet…                                                                                                                                    Ekonomi ve adalet alanındaki eksikler, yanlışlar illaki düzeltilir. Bu iktidar yapmazsa, 5 yıl sonra belki daha erken bir seçimle gelecek iktidarla değişimler yaşanabilir. Ancak dışarıdan akın akın gelen mültecilerin ülkede yaratacağı sosyolojik ve siyasi sorunlar nasıl düzeltilecek? Yol yakınken tedbir alınmazsa önümüzdeki yıllarda artan nüfuslarıyla hangi sorunlara yol açabilecekleri araştırılıyor mu?  Gerekirse Türkleştirilecekleri söyleniyor! Çözüme bakar mısınız? Bu insanlarla bizim nasıl bir tarihsel bağımız, birlikteliğimiz geçmişimiz var ki, halkımız onları bağrına bassın!..                                                   Her dönemde Laik Cumhuriyeti kemiren kesimler mutlaka olmuştur. Önümüzdeki süreçlerde de olacaktır. Lakin mültecilerin tamamı baskıcı, otoriter bir ortamda doğup büyümüşler ve o zihniyetten henüz kurtulamamışlar. Demokrasi ve insan hakları konusunda çok gerilerdeki kültürlerini ülkemize de yansıtmak istiyorlar. Burada oldukça rahatlar ama Türkiye’nin rejiminden memnun değiller, doğup büyüdükleri şekilde yaşamak istiyorlar, gettolar oluşturuyorlar.   Mültecilerin Laik- Demokratik Türkiye Cumhuriyeti için en büyük tehdit olacaklarını önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Ve inşallah yanılırım.