Değişim   Pazara seçim var; milyonlarca yurttaş sandık başına gidecek. Daha insani koşullarla yaşanmasını sağlayacak bir  ülke için hep birlikte tercihte bulunacağız. Sadece anlamlı bir gelecek için değil aslına bakarsanız bu seçimlerin birçok açıdan önemi var.  Zira Başkanlık sistemi tarihe karışabilir. Ya da daha da perçinlenmiş olarak varlığını sürdürebilir. Ancak ne olursa olsun bundan sonra yıllar boyu sürecek bir değişimin sinyalleri verilmeye başlandı. “Nereden bu sonuca ulaştın” dediğinizi duyar gibiyim. Hemen fikrimi izah edeyim.                                                                                                                                                                                                                                                                          İlk kez oy kullanacak 5 milyona yakın genç var ya; bir diğer seçimlere sayıları 10 milyona ulaşacak.  Geleceğimiz olan bu gençleri kandırmak o kadar da kolay değil. Kandırmak diyorum, çünkü son günlerde miting alanlarında yapılanları ve anlatılanları görünce içinde bulunulan durumu izah edecek başka kelime kalmadı. Ne yoksulluğun kader olduğu, ne Avrupa’nın bizi kıskandığını masallarını bu gençler yutmuyor…                                                                                                                                                                               Canım ülkemin teknolojiden anladığı sosyal medyayı kısıtlamak olsa da bu gençler 10 saniyede tüm dünyada olup bitenlere ulaşıyorlar…                                                               Değişen dünya düzeninde teknolojisini tam olarak sağlayamayıp, bilgi çağına ayak uyduramayan ülkeler, milli ve dini değerleri öne çıkarıp kitleleri etkilemeye çalışıyorlar. Ülkemizde de durum aynı; soğan patates fiyatından yakınanlara, yerli otomobil (!) yaptık deniliyor. Emekli maaşıyla geçinemeyenlere, “ vatan elden gidiyor” vurgusu yapılıyor. Ve alabildiğine yanlış bilgilerle seçmenler radikal hale getirilmeye çalışılıyor. Daha önceki iktidarlar da dönem dönem aynı propagandaya sarılıyordu. Şunu unutmamak gerekiyor ki, seçim kaybetmek dünyanın sonu değil; patronlar yani millet, ülkeyi yönetmesini istediği kişileri yetkilendiriyor sadece… Dedik ya, “ hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” diye. Bu nedenle ki, mevcut partiler ve politikacılar da kendilerini yenilemek zorunda kalacaklar. Gençlerin yoğun katıldığı mitinglerdeki afişlerde bile değişimin sinyalleri veriliyor. Daha düzgün Türkçe, esprili anlatımlarla talepler dile getiriliyor. Hal böyleyken gençlerin ülke yönetimine katkıları her geçen seçimde daha yükselecek. Ve öyle köhnemiş politik söylemlerle genç zihinleri etkilemek mümkün değil. Genç hayatlara olumlu yönde dokunamayan partilerin varlıklarını sürdürmeleri bile mümkün olmayabilir… Akın akın gelen gençlerin daha modern, her alanda evrensel değerleri sahiplenen, her renge saygı duyulan ülke özlemi eninde sonunda vücut bulacak. Seçimlerin sonucu önemli ama ülkenin geleceği açısından gençleri de görmek lazım. Zira bir süre sonra ülkemizi Onlar yönetecek.