Cumhur İttifakı’nın yetkili isimleri hep birlikte, muhalefete akla hayale gelmeyecek kelimelerle saldırıyor.Daha doğrusu direk kavgada söylenen laflarla ayar çekiliyor! Peki ne gereği var? Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti bu olmamalı. Siyasi parti liderleri, Demokrasi şölenine böyle mi hazırlanıyor? Siyasetteki üsluba bir düzenleme gerekiyor; dokunulmazlıkları var diye böyle konuşma hakları olmamalı! Özellikle iktidar koltuğunda oturanlar ve koltuğun kenarına tutunmaya çalışanların söylemleri hem tehditkar hem de incitici.
Bazılarına bakalım;
LGBT’ci bunlar,
Müslüman değiller,
Bayraksızlar,
Siyasi darbe yapılmak isteniyor!
…
Tüm samimiyetimle soruyorum, bu konuşmalara gerek var mı? Toplumu her rengiyle kabul etmek, din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadan herkesi kucaklamak ülkenin önünü açmaz mı? 12 Eylül Faşist darbesi ve devamındaki süreçte atılan nifak tohumlarının ülkeyi her açıdan gerilettiğini hatırlatmaya ihtiyaç yok sanırım.
Şimdi yine toplum bıçak gibi ikiye bölünüyor. Sanki seçim değil de savaş varmış gibi hava estiriliyor. Bu gerginliğin faydası olacak mı? Hiç sanmıyorum, bu tür söylemlerin halkın oy tercihini etkileyeceğini açıkçası düşünmüyorum. Zira uzmanlara göre, söyleyecek sözü kalmayanlar saldırıya geçerlermiş! 14 Mayıs’ta insanlar içinde bulundukları ekonomik durum ve geleceğe yönelik umutları için oy kullanacaklar.
İktidar yeniden kazanır veya kazanamaz; sonuca her zaman olduğu gibi cefakar halkımız karar verecek. Ancak görünen tablo o ki, seçimlerin ardından çok büyük ekonomik enkaz ve ikiye bölünmüş bir toplum kalacak. İşte o nedenle siyasette kullanılan üslubun halkı kutuplaştırıcı, rakiplerini kışkırtıcı söylemlerden uzak durmaları gerekiyor.