Son yıllarda literatüre girdi bu tanımlama. Hepimizin etrafında aslında varlar ve bu ülkenin geleceği onlarla şekillenecek. Ne okuyor ne çalışıyorlar. Esasında çoğu okumuş da, iş bulamamış, evlerine hapsolmuşlar. Anne babalarının verdiği harçlıklarla yaşamlarını sürdürüyorlar. Ee hali vakti yerinde olanlar uzunca bir süre idare edebiliyorlar,veya iş kurma imkanları doğuyor. Böylece Onların  “Ev gençliği” kısa sürüyor. Ancak yoksullaşan halkın çocuklarının büyük bir çoğunluğu odalarında yaşıyor…                                                                                           Yanlış tanımlayanlar da var; teknoloji bağımlılığından dolayı çalışmayıp evlere kapanıyorlar, verilen maaşları beğenmiyorlar ya da farklı nedenler sunanlara   katılmıyorum.Bu gençler, bildiğiniz yoksulluk ve işsizliğin kıskacındalar…Türkiye ev gençleri sayısında bir hayli yükseklerde, Avrupa’da zirvede, Dünyada 2.sıradaymış… Olumsuzlukta yine şampiyon olmuşuz yani! Gençlerle yapılan araştırmalarda çoğunluk 5 yıl içerisinde iş bulamayacağından korkuyor, bir kısmı torpil bulmadığı için işsiz kaldığını düşünüyor, yine bir kısmı da imkan verilirse yurt dışına gidebileceğini söylüyor.                                                                          Velhasıl kelam gençlerin umutları tükenme noktasına gelmiş.İşte bu güven ve umudu tazelemek için Sayın Nebati’nin gözlerinden gelecek ışıltı da işe yaramadı…                                                                                                          Eğer şu anda “ Ev genci ” diye nitelendirilen sosyolojik katmanları ekonomiye kazandıramazsak, psikolojik olarak da sorunlar artacaktır. “Okuyoruz da ne oluyor, iş mi var” diyenleri o kadar çok duyuyoruz ki, bu çok tehlikeli bir gidişat. Zira ülkemizdeki sorunların  ilk sırasında eğitimdeki adaletsizlik ve kalitesizlik geliyor. 14 Mayıs’ta bu gençler sandık başına gidecek. Hem ülkenin hem de kendilerinin geleceğini oylayacaklar. Gerek iktidar gerekse muhalefet temsilcileri önümüzdeki yıllarda gençlere gereken önemi vermezse, koltuklarındaki süreleri pek uzun sürmeyecek…Yıllar öncesinde müzmin işsiz kalanlara, çalışmayı sevmeyenlere pek şık olmayan bir tabirle, “Kaldırım mühendisi” derlerdi.                                                 “Kaldırım mühendisi” denilen dönemlerdeki kitleleri kandırmak belki daha kolaydı ama “Ev gençlerini”  ikna etmek o kadar da kolay olmayacak.