Başkanlık sisteminin ülkeyi ekonomik çıkmaza sürükleyip, yoksul kitleler yaratması en büyük handikap olarak görülüyor ama ülke siyasetine vurduğu darbeyi de unutmamak lazım. Nasıl dediğinizi duyar gibiyim; hemen konuya girelim. Son seçimlerde 6 benzemez  partinin bir araya gelmesi ve devamında başarısızlıkla sonuçlanan seçimlerin ardından herkesin kendini vazgeçilmez sanıp CHP’yi suçlamasından bahsediyorum… İşte partilerin ideolojilerinden vazgeçip, “Kimler kimlerle beraber” cümlesine anlam katan ittifaklar oluşuyor artık!  Gerek Cumhur gerekse Millet İttifaklarına bakıldığında siyasi açıdan tablo budur.  Önümüzde yerel seçimler var. Pehlivanlar henüz peşrev çekiyor, karşılıklı nabızlar yoklanıyor, sert elenselerle rakipler tartılıyor. Fikrimizi söylemeden önce bir tespitte bulunalım.  İYİ Parti   Memleket Partisi  Gelecek Partisi DEVA  Demokrat Parti Zafer Partisi…                Yerel seçimlere tek başlarına girerlerse, yukarıda adı yazılı partilerin hiç biri en küçük ilçeyi bile kazanamaz. Ancak yapılan açıklamalara bakıldığında burunlarından kıl aldırmıyorlar. Tek amaçlar var,  kazanılacak belediye başkanlıklarında aktif rol üstlenip, siyasi güç devşirip, siyasi arenada daha da kuvvetlenmek…         Politikada bu tür manevralara sıkça rastlanır, deneyimli yurttaşlar neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Lakin göz önüne alınması gereken başka hesaplar var. Başkanlık sisteminin ülkeyi ne hale getirdiğini görmeyen yoktur! Hal böyleyken, Belediyelerin de Cumhur İttifakına geçmesinin ülkeye etkileri ne olabilir, sanırım muhalefet partilerin liderleri daha iyi biliyorlardır. Lakin yerel seçimlerde partilerin yaptığı ittifakların yanı sıra seçmenlerin birlikteliği de öne çıkıyor.  Herhangi bir ildeki seçimler öncesinde yurttaşlar güvenilir bir isim üzerinde anlaşabiliyorlarsa partilerinin söylemlerine kulak tıkayabiliyorlar. O nedenle ittifaklar yeniden kurulurken, çok dikkatli olmak da fayda var!